5520 Sayılı Kanun’un 5. Maddesi, Kurumlar Vergisi’nden istisna tutulan bazı işlemler, olaylar ve durumları düzenler. Şirketlere önemli vergi avantajları sağlayan bu madde hükümlerinin bilinmesi ve bu bilgiye göre şirket faaliyetlerinin organize edilmesi oldukça önem arz etmektedir. Elbette bu organizasyonun ilk adımı şirket kuruluşudur. Örneğin; ana sözleşme metninin bu istisna uygulamalarına aykırılık arz etmesi durumunda bazı istisna hükümlerinden yararlanamama durumu ortaya çıkabilir.
Kurumlar
Vergisi Kanunu’nun oldukça önemli bir parçası olan istisna müessesesinin ilki
İştirak Kazançları İstisnasıdır. Kanunun
5/1-A maddesi İştirak Kazançları İstisnasını düzenlemiştir. Buna göre;
- Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından elde ettikleri kazançlar,
- Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun kârına katılma imkânı veren kurucu senetleri ile diğer intifa senetlerinden elde ettikleri kâr payları,
- Tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kâr payları ve katılma paylarının fona iadesinden doğan gelirler ile bu fonların katılma paylarının 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 279. maddesi kapsamında değerlenmesinden kaynaklanan değer artış kazançları, istisna kapsamındadır.
- Diğer yatırım fonu katılma payları ile
yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde edilen kâr payları bu
istisnadan yararlanamaz. (Kıymetli madenler fonları vb.)
Bu
maddenin temel mantığı mükerrer vergilendirmeyi önlemektir. İştirak edilen
şirket elde ettiği kârın vergisini ödemekte, daha sonra kâr dağıtımı yapmaktadır. Dolayısıyla dağıtılan kâr vergilendirilmiş bir kazançtır. Doğal olarak iştirak
eden şirketin bu kazancı matraha dahil edip tekrardan vergiye konu etmesi
anlamsız olacaktır.
İştirak
eden, yani kâr payını alan şirketin tam mükellef ya da dar mükellef (Kanuni ve
iş merkezi Türkiye dışında bulunan mükellef) olması istisnadan yararlanmasına
engel değildir. Ancak iştirak olunan şirketin tam mükellef olması zorunludur.
İştirak
oranı ve iştirak olunan süre ile ilgili herhangi bir sınırlama yoktur.
İştirak
edilen kurumun tam ya da kısmi istisna kapsamında faaliyet gösteren bir firma
olması iştirak kazançları istisnasına engel değildir. Örneğin; Serbest
Bölgelerde faaliyet gösteren ve tam istisna kapsamında olan bir şirkete iştirak
edilmesi durumunda dağıtılan kâr payı, iştirak kazançları istisnası olarak
beyan edilmelidir.
1
Seri No’lu KVK Genel Tebliği’nde kurumların başka bir kuruma iştirak etmeleri
nedeniyle bu kurumun yönetim kurulunda bulunan temsilcileri vasıtasıyla elde
etmiş oldukları kar paylarının da iştirak kazançları istisnasından
yararlanabileceği açıklamasına yer verilmiştir.
ÖRNEK:
Sarı
Ltd. Şti., Mavi A.Ş.’nin 20/11/2022 tarihinde % 25 oranında ortaklık payına
sahip olmuştur. 2022 yılı için Sarı Ltd. Şti, Mavi A.Ş.’den 600.000,00 TL kâr
payı elde etmiştir. Mavi A.Ş. yönetim kurulunda Sarı Ltd. Şti.’ni Murat Sarı
temsil etmektedir. İştirak kazancı olarak elde edilecek kazancın yarısının
Murat Sarı’ya ait olacağı karar altına alınmıştır. Daha sonra kazancın yarısı
olan 300.000,00 TL Murat Sarı’nın banka hesabına yatırılmıştır.
Örneğimize
göre 2 adet şirket bulunmakta ve bu şirketlerin tam mükellef olduğu
görülmektedir. (Kaldı ki Mavi A.Ş.’nin tam mükellef olması iştirak kazançları
istisnası açısından yeterli şartların sağlanması anlamına gelmektedir. Sarı
Ltd. Şti’nin tam ya da dar mükellef olması istisnadan yararlanma koşullarını
etkilenmeyecekti.)
İştirak
kazançları istisnasının içeriğine baktığımızda iştirak süresi ya da oranı
konusunda herhangi bir sınırlama bulunmadığını belirtmiştik. Dolayısıyla 20202 yılının
Kasım ayında iştirak edilmesi 2022 yılının iştirak kazancı istisnasının
uygulanmasına engel değildir.
Örneğimize
göre 600.000 TL’lik kâr payı elde edilmiş ve bunun yarısı şirket hesabına kalan
yarısı da Sarı Ltd. Şti’ni, Mavi A.Ş.’nde temsil eden Murat Sarı’nın hesabına
yatırılmıştır. Bu durumda Sarı Ltd. Şti. 600.000,00 TL’lik iştirak kazancını
kendi kurumlar vergisi beyanında istisna olarak gösterecektir. Ayrıca Mavi.
A.Ş. nezdindeki temsilci Murat Sarı’ya ödenen 300.000,00 TL, Gelir Vergisi
Kanunu 94. Md. gereğince ücret olarak değerlendirilecek ve tevkifata tabi
tutulacaktır. İlgili ay bordrosuna yansıtılarak gider kaydı gerçekleştirilecek
ve kurumlar vergisi matrahı tespit edilirken indirim konusu yapılabilecektir.
Sonuç olarak hem 600.000,00 TL’lik iştirak kazancı istisnası uygulanacak hem de
temsilciye ödenen bedel bordolandırılarak kurumlar vergisi matrahı
hesaplanırken indirim konusu yapılabilecektir.
Giriş
paragrafında değindim üzere vergi uygulamaları açısından hem şirketin
organizasyonu hem kuruluşundaki ana sözleşme hükümleri birçok konunun yanında,
vergi istisna ve muafiyetlerinden de yararlanmak üzere kurgulanmalı. Bu sayede
daha sağlıklı ve adaptif bir şirket yapısı oluşturulabilir.
Kaynak:
· 5520
Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
· 1 Seri
No’lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliği
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder