21 Eylül 2023 Perşembe

KURUMLAR VERGİSİNDE İŞTİRAK KAZANÇLARI İSTİSNASI


    5520 Sayılı Kanun’un 5. Maddesi, Kurumlar Vergisi’nden istisna tutulan bazı işlemler, olaylar ve durumları düzenler. Şirketlere önemli vergi avantajları sağlayan bu madde hükümlerinin bilinmesi ve bu bilgiye göre şirket faaliyetlerinin organize edilmesi oldukça önem arz etmektedir. Elbette bu organizasyonun ilk adımı şirket kuruluşudur. Örneğin; ana sözleşme metninin bu istisna uygulamalarına aykırılık arz etmesi durumunda bazı istisna hükümlerinden yararlanamama durumu ortaya çıkabilir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun oldukça önemli bir parçası olan istisna müessesesinin ilki İştirak Kazançları İstisnasıdır.  Kanunun 5/1-A maddesi İştirak Kazançları İstisnasını düzenlemiştir. Buna göre;

  • Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından elde ettikleri kazançlar,
  • Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun kârına katılma imkânı veren kurucu senetleri ile diğer intifa senetlerinden elde ettikleri kâr payları,
  • Tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kâr payları ve katılma paylarının fona iadesinden doğan gelirler ile bu fonların katılma paylarının 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 279. maddesi kapsamında değerlenmesinden kaynaklanan değer artış kazançları, istisna kapsamındadır.
  • Diğer yatırım fonu katılma payları ile yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde edilen kâr payları bu istisnadan yararlanamaz. (Kıymetli madenler fonları vb.)

 

   Bu maddenin temel mantığı mükerrer vergilendirmeyi önlemektir. İştirak edilen şirket       elde ettiği kârın vergisini ödemekte, daha sonra kâr dağıtımı yapmaktadır.                                      Dolayısıyla dağıtılan kâr vergilendirilmiş bir kazançtır. Doğal olarak iştirak eden şirketin              bu kazancı matraha dahil edip tekrardan vergiye konu etmesi anlamsız olacaktır.

İştirak eden, yani kâr payını alan şirketin tam mükellef ya da dar mükellef (Kanuni ve iş merkezi Türkiye dışında bulunan mükellef) olması istisnadan yararlanmasına engel değildir. Ancak iştirak olunan şirketin tam mükellef olması zorunludur.

İştirak oranı ve iştirak olunan süre ile ilgili herhangi bir sınırlama yoktur.

İştirak edilen kurumun tam ya da kısmi istisna kapsamında faaliyet gösteren bir firma olması iştirak kazançları istisnasına engel değildir. Örneğin; Serbest Bölgelerde faaliyet gösteren ve tam istisna kapsamında olan bir şirkete iştirak edilmesi durumunda dağıtılan kâr payı, iştirak kazançları istisnası olarak beyan edilmelidir.

1 Seri No’lu KVK Genel Tebliği’nde kurumların başka bir kuruma iştirak etmeleri nedeniyle bu kurumun yönetim kurulunda bulunan temsilcileri vasıtasıyla elde etmiş oldukları kar paylarının da iştirak kazançları istisnasından yararlanabileceği açıklamasına yer verilmiştir. 

 

ÖRNEK:

Sarı Ltd. Şti., Mavi A.Ş.’nin 20/11/2022 tarihinde % 25 oranında ortaklık payına sahip olmuştur. 2022 yılı için Sarı Ltd. Şti, Mavi A.Ş.’den 600.000,00 TL kâr payı elde etmiştir. Mavi A.Ş. yönetim kurulunda Sarı Ltd. Şti.’ni Murat Sarı temsil etmektedir. İştirak kazancı olarak elde edilecek kazancın yarısının Murat Sarı’ya ait olacağı karar altına alınmıştır. Daha sonra kazancın yarısı olan 300.000,00 TL Murat Sarı’nın banka hesabına yatırılmıştır.

Örneğimize göre 2 adet şirket bulunmakta ve bu şirketlerin tam mükellef olduğu görülmektedir. (Kaldı ki Mavi A.Ş.’nin tam mükellef olması iştirak kazançları istisnası açısından yeterli şartların sağlanması anlamına gelmektedir. Sarı Ltd. Şti’nin tam ya da dar mükellef olması istisnadan yararlanma koşullarını etkilenmeyecekti.)

İştirak kazançları istisnasının içeriğine baktığımızda iştirak süresi ya da oranı konusunda herhangi bir sınırlama bulunmadığını belirtmiştik. Dolayısıyla 20202 yılının Kasım ayında iştirak edilmesi 2022 yılının iştirak kazancı istisnasının uygulanmasına engel değildir.

Örneğimize göre 600.000 TL’lik kâr payı elde edilmiş ve bunun yarısı şirket hesabına kalan yarısı da Sarı Ltd. Şti’ni, Mavi A.Ş.’nde temsil eden Murat Sarı’nın hesabına yatırılmıştır. Bu durumda Sarı Ltd. Şti. 600.000,00 TL’lik iştirak kazancını kendi kurumlar vergisi beyanında istisna olarak gösterecektir. Ayrıca Mavi. A.Ş. nezdindeki temsilci Murat Sarı’ya ödenen 300.000,00 TL, Gelir Vergisi Kanunu 94. Md. gereğince ücret olarak değerlendirilecek ve tevkifata tabi tutulacaktır. İlgili ay bordrosuna yansıtılarak gider kaydı gerçekleştirilecek ve kurumlar vergisi matrahı tespit edilirken indirim konusu yapılabilecektir. Sonuç olarak hem 600.000,00 TL’lik iştirak kazancı istisnası uygulanacak hem de temsilciye ödenen bedel bordolandırılarak kurumlar vergisi matrahı hesaplanırken indirim konusu yapılabilecektir.

Giriş paragrafında değindim üzere vergi uygulamaları açısından hem şirketin organizasyonu hem kuruluşundaki ana sözleşme hükümleri birçok konunun yanında, vergi istisna ve muafiyetlerinden de yararlanmak üzere kurgulanmalı. Bu sayede daha sağlıklı ve adaptif bir şirket yapısı oluşturulabilir.

 

Kaynak:

·       5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu

·       1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliği

 

 

 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder